Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçesinin yetersizliğine dikkat çeken Karaman, şunları söyledi;
“Gençlik ve spor politikaları bir ülkenin geleceğine yapılan en önemli yatırımlardır zira güçlü bir gençlik, güçlü bir toplum demektir ancak bu yatırımların sürdürülebilirliği ve etkinliği ayrılan bütçe kadar bu bütçenin nasıl kullanıldığına da bağlıdır. Elimizdeki 2025 bütçe verilerini incelediğimizde olumlu adımlar görmekle birlikte daha iyisinin yapılabileceğine dair bazı eksiklikleri de tespit etmiş bulunuyoruz. Bugünkü konuşmamda hem mevcut bütçeye dair analizlerimizi hem de çözüm önerilerimizi paylaşacağım.
2025 yılı Gençlik ve Spor Bakanlığına ayrılan bütçe 231,9 milyar TL olarak öngörülmüştür. Önceki yıla göre artmış olsa da neredeyse yüzde 90 enflasyon oranını ve artan genç nüfusu göz önünde bulundurduğumuzda bu artış maalesef yetersizdir ve hele ki 2 trilyon TL faiz harcaması olan bir bütçede gençliğe ve spora bunun onda 1'ini layık görmek basiretsizliktir. Nitekim, gençlik ve spor alanlarına yapılan harcamalar ülke bütçesinin yalnızca yüzde 2,3'üne tekabül etmektedir; bu oran OECD ülkelerinde genellikle yüzde 3 ila yüzde 5 arasında değişmektedir yani Türkiye'nin gençlik ve spor politikalarına ayırdığı bütçe birçok gelişmiş ülkenin çok gerisindedir.
GENÇLERİN SOSYAL HAYATA KATILIMINI ARTIRACAK PROJELERE DAHA FAZLA İHTİYAÇ VAR
Türkiye'nin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 36'sı 24 yaş altıdır ve bu oran ülkemizi Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkesi yapmaktadır ancak gençlerin istihdam oranı, eğitime erişimi ve sosyal katılımı gibi konularda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. OECD'nin 2023 verilerine göre, Türkiye'de 15-29 yaş arasındaki gençlerin yüzde 22,5'i ne eğitimde ne de istihdamda gözükmektedir ve bu oran OECD ortalamasının oldukça üzerindedir. Gençlerin ekonomik ve sosyal hayata katılımını artıracak projelere daha fazla kaynak aktarmak zorundayız.
Gençlik merkezlerine baktığımızda ise Türkiye genelinde 400'ün üzerinde merkez olduğunu görüyoruz ancak bu merkezlerin birçoğu hâlâ yeterli donanıma ve personele sahip değildir. Gençlere yönelik sosyal, kültürel ve teknolojik beceri geliştirme programlarının artırılması gerekmektedir.
GENÇLİK POLİTİKALARINI SPORDAN BAĞIMSIZ YÜRÜTEMEYİZ
Bütçede amatör spor branşlarına ayrılan kaynakların hâlâ yetersiz olduğunu görmekteyiz. Türkiye, spor bütçesinin büyük bir kısmını futbol gibi popüler branşlara ayırırken atletizm, yüzme, jimnastik gibi temel spor alanlarına yeterince destek sağlayamamaktadır. Sadece futbolun spor olarak kabul edildiği, diğer branşların ise amatör spor kabul edildiği bir toplumda, bağımlılıkla mücadele başta olmak üzere birçok alanda gençlik politikalarını spordan bağımsız yürütemeyiz. Nitekim, Bakanlık, ismiyle müsemma şekilde politikalarını bu eksene kaydırmak mecburiyetindedir; aksi hâlde, hüsran kaçınılmazdır.
NE VERDİNİZ Kİ NE BEKLİYORSUNUZ?
Geçen yıl Sayın Bakanımızın bu kürsüde söz verdiği 950 antrenör alımının dahi hâlâ gerçekleşmediği bir ortamda spora ve sporcuya verilen önemi nasıl konuşalım? Bakınız, geçen yıl da aynı konuya değinmiş olup bu yaklaşımla başarı gelmeyeceğini ifade etmiştim, ne yazık ki haklı çıktık. Gelin, birlikte olimpiyat karnemize bakalım. Öncelikle, mücadele eden tüm sporcularımızı tebrik ediyor ve gayretleri bir kenara koyuyorum. Bu değerlendirme mevcut başarısız politikaların tezahürüdür; denklem çok basittir, ne verdiniz ki ne bekliyorsunuz? Bakınız, 2012 yılında Londra Yaz Olimpiyatları'na 34 branşta 114 sporcumuz katıldı; 1 altın, 1 gümüş, 1 bronz olmak üzere 3 madalya kazanıldı; Türkiye 44'üncü sırada. 2016 Rio Yaz Olimpiyatları'na 37 branşta 103 sporcumuz katıldı; 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz; 8 madalya, Türkiye 41'inci sırada. 2021 Tokyo Yaz Olimpiyatları'na 42 branşta 107 sporcumuz katıldı; 2 altın, 2 gümüş, 9 bronz olmak üzere 13 madalya; Türkiye 35'inci sırada. Ne güzel bir yükseliş varken 2024 Paris Olimpiyatları'nda kırk yıldan sonra bir ilk yaşandı ve altın madalya kazanılmadan ülkeye dönüldü.
2024 Paris Olimpiyatları'na 101 sporcumuz katıldı; 0 altın, 3 gümüş, 5 bronz olmak üzere 8 madalya; Türkiye 64'üncü sırada. İşte, bu tabloyu önümüze alıp düşünmemiz gerekir; bu, hangi başarısız politikaların eseridir? Bunu yapmadıkça hiçbir alanda olmadığı gibi sportif alanlarda da başarılar şahsi başarıların ötesinde kolektif bir anlayış kazanamayacaktır.
Türkiye genelinde spor tesislerinin sayısında bir artış gözlenmektedir ancak bu tesislerin kullanım oranları, erişilebilirlik düzeyleri ve bölgesel dağılımı hâlâ adil değildir. Örneğin, kırsal bölgelerde yaşayan gençlerin bu tesislere erişimi çok sınırlıdır. Bunun yanında, şunu da asla unutmamalıyız: Spor kültürü sadece bina ve tesis kurmakla gelişmez, ciddi bir zihniyet ve anlayış geliştirmeliyiz. Bakınız, Avrupa Spor Konseyinin raporlarına göre Avrupa ülkeleri içerisinde en az spor yapan ülke Türkiye'dir; bu oran Avrupa ortalamasının oldukça altındadır. İşte, bu yüzden sporun tabana yayılması ve yaşam biçimi hâline gelmesi için daha fazla teşvik sağlanmalıdır. Sırf bu durumun ciddi bir bütçe kalemi olarak karşımıza gelmesini arzu ederdik. Bu, 2025 yılı ve sonrasında Bakanlığın en asli gündemi olmalıdır.
GENÇLERİN MUTLULUĞUNUN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL!
Türkiye'nin spor politikalarını ve gençlik yatırımlarını uluslararası standartlarla karşılaştırdığımızda verimlilik açısından önemli eksiklikler görmekteyiz. Ülkemizde gençlerin sosyal katılımı artırmak için kişi başına yaptığı harcamalar Avrupa Birliği ülkelerinin çeyreği dahi etmeyen rakamlardır. Bu durum gençlerimizin mutluluklarının önünde en büyük engeldir. Bir amaç, bir hedef, bir gaye belirlenmeyen gençlik ne yazık ki savrulmaya mahkûm edilmektedir. Bunun yanında, Türkiye'de genç olmak bir yana nerenin genci olduğu da bir engel niteliğindedir. Bölgesel eşitsizlikler saydığımız unsurlara erişilebilirliği ve gençler arasındaki uçurumu derinleştirmektedir. Gençlik ve spor yatırımlarında popülist yaklaşımlardan ziyade bu eşitsizlikleri dengeleyecek unsurlar göz önünde bulundurulmalı ve ortak başarı hedeflenmelidir. Her bölgemizde gençlerin sosyal hayata katılımını artıracak projeler hayata geçirilmelidir.
GENÇLİK MERKEZLERİNE EŞİT ERİŞİM SAĞLANMALIDIR!
Eleştirilerimiz kadar çözüm önerilerimizi de paylaşmak isterim. 2025 bütçesinin daha etkili kullanılması için şu adımlar atılabilir: Gençlik merkezlerinin altyapısının iyileştirilmesi ve tüm bölgelerde eşit erişim sağlanması gerekmektedir. Gençlerin istihdam edilebilirliklerini arttıracak programlara daha fazla kaynak aktarmak mecburiyetindesiniz. Okullarda ve yerel düzeyde spor faaliyetlerinin artırılması için ek bütçe sağlanmalıdır. Amatör spor branşlarına ayrılan kaynaklar daha da artırılmalı ve spor kulüpleri daha fazla desteklenmelidir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine özel, spor ve gençlik projeleri geliştirilmeli, bu bölgelerdeki gençlere yönelik sosyal ve ekonomik teşvikler daha da artırılmalıdır. Bütçenin harcama kalemleri şeffaf bir şekilde açıklanmalı ve bu harcamaların etkinliği bağımsız denetim mekanizmaları tarafından incelenmelidir. Türkiye, gençlik ve spor alanlarında uluslararası projelere daha fazla katılım sağlamalı ve bu projelerden elde edilen iyi uygulamaları kendi sistemine entegre etmelidir. Bunun yanında, uluslararası proje ve girişimlerin önü açılmalıdır.
Gençlik ve spor geleceğe yapılan yatırımdır. Bu alanlarda atılacak her doğru adım toplumsal barışı, refahı ve uluslararası rekabet gücümüzü artırmaktadır. Bugün 2025 bütçesiyle ilgili kararlar alırken yalnızca bu yılın değil gelecek on yılın Türkiye'sini şekillendirecek politikaları düşünmek zorundayız. Gelin, gençlerimize daha iyi bir gelecek sunmak için bu bütçeyi daha etkili bir şekilde planlayalım.”
Habersam